Yazar: Kelley Beaucar Vlahos
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Suriye’de yaşanan tüm şiddet olaylarının ortasında kuzeydoğudaki kaosu azaltabilecek bir gelişme yaşandı: Yeni Sünni liderlik, Şam'daki merkezi hükümetle birleşmek için Kürtlerin liderliğindeki Suriye Savunma Güçleri ile bir anlaşma yaptı.
Bu önemli bir gelişme zira Kürtler Suriye iç savaşı boyunca kuzeyde bağımsız bir bölge elde etmek için mücadele ediyorlardı. Sadece eski Esad rejimiyle değil, şimdiye kadar kendilerini yok etmeye yemin etmiş olan Türkiye liderliğindeki güçlerle de çatışıyorlardı. Daha da önemlisi, yeni Suriye ekonomisi için kritik öneme sahip petrol ve gaz yataklarının üzerinde oturuyorlar.
Ve tüm bu süre boyunca ABD'nin askeri yardımlarından faydalandılar. Hava gücü de dahil olmak üzere, çatışmanın ortasında duran ve eve dönmesi gereken 2,000 asker, misyonun giderek daha belirsiz, tehlikeli ve ABD'nin çıkarına olmadığını düşünen eleştirmenler tarafından dile getiriliyor.
Quincy Enstitüsü'nden Adam Weinstein, “Suriye'nin toprak kontrolünün Türkiye'nin desteklediği merkezi bir hükümet altında yeniden tesis edilmesiyle birlikte, ABD askerlerinin IŞİD'le savaşmak üzere orada kalması için gerekçe her zamankinden daha zayıf hale geldi” diyor ve ABD'nin SDG ile Suriye'nin El Kaide bağlantılı eski isyancı grup Heyet Tahrir el-Şam'dan (HTŞ) gelen yeni geçici başkanı Ahmed el-Sharaa arasındaki anlaşmaya aracılık etmede muhtemelen rol oynadığını tahmin ediyor. Şaraa şu anda, hükümetine bağlı milislerin köylere saldırarak aralarında yüzlerce hatta binlerce Alevi sivilin de bulunduğu Esad “sadıklarını” öldürdüğü suçlamalarıyla mücadele ediyor.
El Şaraa hükümeti ile SDG arasında yapıldığı bildirilen anlaşmanın detayları ortaya çıkmaya başladı ana hatlarıyla şu şekilde: Kürt güçleri yıl sonuna kadar petrol ve gaz sahaları da dahil olmak üzere “tüm sivil ve askeri kurumları” yeni Suriye devletine entegre edecek (ayrı bir birim olarak kalıp kalmayacakları net değil).
New York Times'a göre SDG'den “Esad rejiminin kalıntılarıyla mücadelede Şam'a yardım etmesi” beklenecek. Onlara yeni siyasi sürece dahil olma sözü de veriliyor - tabii ki bu söz, İslamcı milislerin bugün sahilde uyguladığı şiddetle sınanıyor.
John Quincy Adams Society direktörü John Allen Gay, “Kürtlerin bu anlaşma sayesinde kalıcı bir barışa kavuşacağını ummak gerekir, ancak esrarengiz Bay al-Sharaa'ya da şüpheyle yaklaşmak gerekir, özellikle de Suriye'nin kıyı bölgelerinde dökülen kandan sonra” diyor.
Ancak Gay şöyle devam ediyor: “Kürtler ve Şam'daki yetkililer arasındaki yeni anlaşma Amerika'nın Suriye'den çekilmesi için alan açıyor. Biz Suriye'ye kuzeydoğuda Kürt özerkliği kurmak için gelmedik. IŞİD'i yok etmek için geldik ve IŞİD'i yıllar önce yok ettik.”
Washington hem Kürt ortaklarını hem de IŞİD'le mücadeleyi ülkede kalmak için bahane olarak kullandı.
Gerçekten de SDG ABD'ye IŞİD kalıntıları konusunda yardımcı olurken, ABD de Kürtlerin enerji kaynaklarını da içeren toprak taleplerini ve binlerce İslam Devleti savaşçısının tutulduğu hapishaneleri korumalarına yardımcı oldu.
Weinstein, İran destekli grupların Suriye ve Irak'taki ABD karakollarına yönelik düzensiz saldırılarına atıfta bulunarak “Al Hol'daki IŞİD tutukluları ve İran destekli milislerin sızma olasılığı konusunda endişeler devam edebilir” dedi- saldırılar geçen yıl önemli ölçüde azaldı.
Bir yıl içinde her şey olabilir ve Şam'daki istikrarsızlık bu anlaşmaya bir gün içinde bile her şeyin olabileceğini gösteriyor. Anlaşma devam ederse ve Kürtlerin dün sokaklarda olduğu gibi kutlama yapmak için sebepleri olursa, ABD'nin kalmak için daha fazla sebep üretmesi gerekecek- daha büyük bir IŞİD tehdidi mi? - Tabii kalmak istiyorsa. Ya da Başkan Donald Trump'ın önerdiği gibi, gitme zamanı gelmiş olabilir.
Kaynak: Responsible Statecraft
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.