TÜRKİYE-İRAN ARASINDA ŞİİR KRİZİ: PANİĞİN SEBEBİ NE?

System.Web.UI.WebControls.Label / TÜRKİYE-İRAN ARASINDA ŞİİR KRİZİ: PANİĞİN SEBEBİ NE? / TÜRKİYE-İRAN ARASINDA ŞİİR KRİZİ: PANİĞİN SEBEBİ NE? / hamaset.com.tr

13 Aralık 2020 Pazar

439 Görüntüleme

DÜNYA

TÜRKİYE-İRAN ARASINDA ŞİİR KRİZİ: PANİĞİN SEBEBİ NE? / hamaset.com.tr

Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi, 10 Aralık 2020’de Bakü’de düzenlenen askeri geçit töreni ile kutlandı. Bölgesel dengelerin değişeceğine işaret eden Karabağ Zaferi, hem askeri hem de diplomatik sahada etkilerini göstermeye başladı. Tören, pek çok sembole sahne olduğu gibi yeni bir sürecin başladığını da kısa sürede kanıtladı. Başkan Erdoğan’ın zafer törenindeki konuşmasında okuduğu şiir, İran-Türkiye ilişkilerinde gerginliğe yol açtı.

Törende konuşma yapan Başkan Erdoğan, Karabağ Zaferi’ni anmak için Bahtiyar Vahapzade’nin “Topraktan Pay Olmaz” şiirinden bir bölüm okuduktan sonra, “Aras, türküsünü daha güçlü çığıracak. Karabağ şikestesini okuyan nefesler daha yüksek daha güçlü çıkacaktır” ifadelerinde bulundu. Başkan Erdoğan’ın okuduğu şiirde; “Aras'ı ayırdılar, Kum ile doldurdular; Ben senden ayrılmazdım; Zor ile ayırdılar; Ay Lâçin, can Lâçin; Men sene kurban Lâçin" ifadeleri yer almaktaydı.

ŞİİRE İRAN’DAN TEPKİ GELDİ

Başkan Erdoğan’ın okuduğu şiire beklenmeyen bir şekilde İran’dan sert tepki geldi. Şiir ile ilgili ilk tepki İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’ten geldi. Zarif, sosyal medyada yaptığı açıklamada; “Kimse Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Bakü’de yanlışlıkla okuduğu şiirin, Aras Nehri’nin kuzey bölgelerinin İran’ın ana topraklarından zorla ayrılması ile ilgili olduğunu söylememiş. Acaba bu şiirle Azerbaycan’ın egemenliğine zarar verdiğini bilmiyor muydu? Kimse sevgili Azerbaycan’ımız hakkında konuşamaz” ifadelerini kullandı. Zarif’in Farsça yatığı açıklamasında ise, Başkan Erdoğan’a ‘Sayın’ yahut ‘Cumhurbaşkanı’ ifadeleri kullanmadan soy ismi ile hitap etmesi ise sosyal medyada tepki çekti.

Cevad Zarif’in açıklaması sonrasında İran’daki siyasilerden Türkiye ve Başkan Erdoğan hakkında hadsiz açıklamalar ve benzetmeler gelmeye devam etti. Tahran Büyükelçimiz Derya Örs’ün İran Dışişleri’ne çağrılması ise olayı diplomatik kriz noktasına sürükledi. Görüşme sonrasında İran Dışişleri’nden yapılan açıklamada; “Türk büyükelçisine dış politikayı fantezilere dayandırmanın akıllıca olmadığı söylendi” ifadelerinin bulunması ise hepimizin aklına İran’ın dış politika dayanaklarının temelsizliğini getirdiyse de burada bu tartışmaya yer vermeyeceğiz.

İran’daki siyasilerin Türkiye ve Başkan Erdoğan karşıtı açıklamaları çok olmakla birlikte sosyal medyada Türk mallarına boykot dahi başlatıldı. İranlı siyasilere Türkiye topraklarının da bir kısmının yer aldığı Safevi haritası paylaştıran, Başkan Erdoğan ile ilgili Saddam Hüseyin benzetmesi yaptıran, Neo-Osmanlıcılık söylemleri adı altına Türk dış politikasını eleştiren sistemsel paniğin altında yatan sebep nedir?

YERSİZ PANİĞİN ALTINA YATAN NE?

28 yıldır işgal altında olan Karabağ topraklarındaki Ermenistan varlığını destekleyen, Türkiye sınırındaki PKK unsurlarını destekleyen, her türlü silah ve lojistik destekte bulunan İran’ın Aras şiiri sonrasındaki yersiz paniğinin altında yatan ne? Kasım Süleymani’nin ve İran’ın nükleer programının önemli isimlerinden biri olan Muhsin Fahrizade’nin öldürülmesinin üzerinden ne kadar geçti? Tahran’ın burnunun dibine kadar gelen güvensizlik dalgası ile mücadele etme konusunda başarısız olan İran, iç politikasındaki derin çatlakları Türk düşmanlığı ile mi beslemeye karar verdi? Eğer öyleyse, bu hiç şaşırtıcı olmayacaktır.

İran nüfusunun önemli bir bölümünün Türkmenlerden oluşması, yakın dönemde Hudaferin Köprüsü’nün iki kıyısındaki Türklerin sevinç görüntülerinin sosyal medyada yer alması, İran’ın Ermenistan’ı destekleyen politikasının iç siyasette Türkmenler tarafından şiddetle karşılanması bu endişenin sebebi olabilir. İran, Azerbaycan-Ermenistan savaşı esnasındaki yanlış adımları sebebiyle Türkmenlerden gelen tepkilerin yönünü değiştirmek için Türkiye’nin İran toprak bütünlüğüne karşı bir politika izlediği sanrısına sarılıyorsa da bu bölgesel olarak İran’ı zor duruma sokacak gibi. Öyle ki, Bakü’deki törenler esnasında Karabağ’ın güvenliği için kurulması planlanan 6’lı Platform'a İran’ın da dâhil edilmesi isteği, söz konusu şiir kadar gündem olmamış gibi görünüyor. Bu durum, İran’ın bölgesel politikalarında barış yanlısı bir tutumdan uzak durduğunu kanıtlar niteliktedir.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cevad Zarif ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde; iki ülke arasındaki yanlış anlaşılmanın giderildiği, İran toprak bütünlüğünün tehdit edilmediği, söz konusu şiir ile Karabağ Zaferi’nin kastedildiği ifade edildiyse de İran’ın bölgesel stratejisinin ne olacağını önümüzdeki günlerde anlayacağız. İran’ın bu vehimli ruh halinin ve iç politikadaki çatlaklarının Türkiye düşmanlığı ile örtülmesi ve toparlanması da pek olası değil. Tahran’ın güvensizlik dalgası, İran’ın dış politika yönelimlerindeki ‘fantezileri’ artıracak gibi görünüyor.



Yazara Ait Diğer Yazılar

DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.